Xelika Fm

Ana sayfa

Haliki adının nereye dayandığı ve Halikanlıların köken itibarıyla nereden geldikleridir. Yanıtını aramaya çalışacağımız sorunun muhatabı-öznesi orta Anadoluda yaşayan ve genel nüfusa oranla küçük bir topluluk; Halikan adı ile Halikan ların köken itibarıyla nereye dayandığı konusuna geçebiliriz.Klan, aşiret, ulus ve devlet gibi topluluk ve kurumlar adlarını bazen, onların kurucu-yönetici öğesini oluşturan şahıs veya sülalenin adlarından alırlar. Bazen de, onlar komşuları tarafından, genel karektiristiklerini simgeleyecek biçimde, adlandırırlar. Kimi zaman da yaşadıkları yörenin adıyla anılırlar. Yabancı biri, Halikanlı birine Kürtçe,Tu ki(çı) yi? (Sen kimsin?) ya da Tu jı ku derê yî? (Sen nerelisin) diye sorduğunda, Ezî helıki me (Ben Halikiyim) ve Ezi jı helıka me (Ben Halikanlıyım) cevabını alır.Peki Halikan adı nereden geliyor Halikan adı konusunda, halk arasında bazen, Reşvan (Reşwan)ların birer kolu olan helıki, Omeri, Sefki, Celki, Nasıri vs. Gibi aşiret/kabile adlarının, bu aşiretlerin- bilinmeyen bir tarihteki kardeş olan reislerinin adlarına dayandığı biçiminde bir görüş ileri sürülüyor. Buna göre Halikan (helıki) sözcüğü Hal-Halil (hel-helil) olarak bilinen şahıs adından türemiş oluyor. Ancak böyle olması halinde, Halikan adının Halilan (helilan) olması gerekirdi. Nitekim bu adla bilinen bir aşiret (İranda) mevcuttur.Akla yatkın ve olabilirliği tümden red edilmeyecek olan bu tahmini görüş, başka bilgi ve belgelerle desteklenmediği müddetçe zayıf bir sav olarak kalıyor. Birde burada Halikan adının sözlük anlamı bakımından ahali, halk ve el-alem anlamına gelen Halk (helk) sözcüğünü çağrıştırdığına işaret etmek gerekiyor. Başka ilginç bir görüş ise, Halikanların antik çağın uygar kavimleri arasında yer alan, Haldi (heldi)lerin devamı olduğu yönündeki görüştür. İranlı olan tarih profesörü Dr. Mehrdad İzadi bir makalesinde şöyle diyor: Haldiler Bölgede sayı olarak yoğun biçimde vardılar.. Onlar günümüze dek değişik aşiret ve boyların adlarında yaşaya geldiler ; Örneğin günümüzdeki Halikanlar, tam da Haldilerin, 2000 yıl öncesine dayanan Grek-Roma kaynaklarına göre, yaşadıkları yerlerde bugünkü ardılları (Halikanlar-YN) yaşıyor.Burada, günümüzde Irak sınırları içinde kalan, İrana bitişik olan Revanduz adı geçmişken bir kaç not düşelim. İngiliz Mark Sykes, 19. yy. aşiretleri üzerine yaptığı araştırmada, Orta Anadoludaki Halikan aşiretinin tahminen Revanduzun Kalifani bölgesinden geldiğini söylüyor ve Erbil ile Köy sancak arasında Halikan (helekan) adlı bir kasabanın bulunduğuna işaret ediyor Yine Osmanlı arşivlerinde, Halikan aşiretinin aslen İran Kürdü olduğu bilgisini de burada ek olarak belirtelim bir başka kaynak, Halikanların Celali aşiretinin bir kolu olduğunu; 19.yyda İran, Türkiye ve Rusya sınırlarının belirlenmesi sonucu, aşiretin parçalandığını, 250 ailenin Türkiye, 260 ailenin İran ve 40 ailenin de Rusya sınırları içinde kaldığını belirtiyor .Eserlerini Arapça yazdığı için, Arap olarak bilinen, Halep ve Şamda eğitim görmüş, Kahire ve Şamda Baş kadılık yapmış olan Erbil Kürdü İbni Halikanın(1211-1282) adı ve doğum yeri de başka önemli bir işaret sayılmalı. Zira Revanduz ve Erbil aynı bölgede yer alıyor ve adından anlaşılacağı üzere, İbni Halikanın Haliki aşiretine mensup olduğu ortaya çıkıyor. Zaten o dönemlerde, şahıslar sülale ve aşiret isimleriyle adlandırılıyordu. Bu ek bilgi ve notlar, Sykesin tahmini görüşünü, yani Halikanların Revanduzdan geldikleri savını destekler niteliktedir.Halikanların kökenine ilişkin olarak burada bazı kaynaklardan aktardığımız ve Halikanların Revanduz yöresinden geldiği ya da eski uygar kavim Haldilerle bağlantılı olduğu biçimindeki görüşlere, inandırıcı yanları olmakla birlikte, yine de kuşkulu yaklaşmak gerekiyor. Zira bir topluluğun kökenini tespit etmek için sadece isim benzerliği veya aynı coğrafyayı paylaşmış olmak yetmeyebilir, yetmez de.Halikanların özgeçmişine ilişkin olarak iz sürdürmenin ve bu konuda yeni bilgi ve bulgulara ulaşmanın bir başka yolu da, onların bir kolunu oluşturdukları Reşvan (Reşi) aşiretinin kökenine ilişkin bilgilere ve kaynaklara başvurmaktan geçiyor. Konya, Kırşehir ve Ankara illerinin sınırları içinde, daha çok kırsal kesimde yerleşik bulunan Reşvanlar, bu bölgede Şeyhbızın ve Canbeg aşiretlerinin yanı sıra nüfus itibarıyla en kalabalık grubu oluşturuyor. Reşvanlar buralara Besni, Kahta (Adıyaman), Nizip, Kilis (Antep), Malatya ve Maraş yörelerinden gelmişler. Gözlemler, Reşvanların konuştuğu Kürtçenin (Kurmanci) şive olarak, adı geçen bölgelerde konuşulan Kürtçeye yakın olduğu yönündedir. Ayrıca Orta Anadoluda yerleşik bulunan Reşvan aşiretleriyle aynı adı paylaşan bazı aşiretler Adıyamanda yerleşik bulunuyor. Örneğin, Cudikanlı, Halikanlı, Celikanlı, Bereketli Reşvan adı konusunda fazla bilgi sahibi olmamakla birlikte, ilk bakışta, Reşvan (Reşi, Reşan, Reşwan) adının, Reş (Kara) kökünden türetildiği ve karalar anlamına geldiği söylenebilir. Bu adın ayrıca, genelde Esmer-Kara olan Reşvanlara uyduğunu da belirtelim. Ancak ad ve adlandırmalar, sıkça görüldüğü gibi, zaman ve mekan koşullarına göre değişime uğrayıp-uğramadığını bilmiyoruz. Halikanlar, bugün Konyanın Cihanbeyli Kazasına bağlı Gölyazı (helıkê Jêr) Kasabası, Yapalı (Qemera), Sağlık (Qolita) köyleri ve Kuluya bağlı Karacadağ (helıkê Jor) Kasabasında yaşayan ve toplan nüfusları 10-15 bini geçmeyen bir topluluk.Bir araştırmada Konya-Ankara arası bölge Kürtlerinden de bahsediyor. Göçebe Kürt aşiretlerinin yanı sıra Türkmen aşiretlerinin ve muhacirlerin (Çerkez, Tatar) bu bölgeye gelişi, yaşam biçimi ve yerleşimi hakkında etraflı bilgiler içeriyor . ıç Anadolunun büyük bir bölümünde, halkın çoğunluğu yerleşim yerlerini yılda en az iki kere değiştirmekteydi. Değişik çadır türleri yazlık yerleşim alanlarında yaygın bir biçimde görülüyordu. Ancak halkın mobilitesi oldukça belli köy ve aşiret sınırları içindeki alanlarla sınırlanmış ve daraltılmış bir vaziyetteydi. Sadece Toroslar da, kışlakları Akdeniz kıyılarının düzlüklerinde bulunan ve tümden göçebe olan aşiretlere rastlanmaktaydı. ıç Anadoluda 19. Yüzyılın başlarında, tüm aşiretin yeni mera ve yerleşim yeri arama, nedeniyle sıkça uzak yörelere yapılan ve periyodik olmayan göçlerine rastlanıyordu Ancak bu göçerler 19. Yüzyılın son çeyreğinde son buldu. Bozkır bölgesinin Haymanaya doğru uzanan Kuzey kesiminde bulunan kışla köyleri, 1870lerde bir yandan büyük yerleşim birimi diğer yandan adları bilinen aşiretlerin merkezleri konumunda bulunuyordu. Yeniceoba, Bulduk, Kozan, Celep, Kürdoğlu, Dondurma (Halikanlı), Yapalı ve Taşpınarda aşiret ve kısmen alt aşiret adları halen bugünde biliniyor. Ve yöreye yerleşimin ne zaman gerçekleştiği bazen yılına varıncaya kadar kesin biçimde belirtiliyor. Buraya yerleşim geleneği kesinlikle 200 yılı geçmiyor.Halikanlıların (Dondurma) buraya 1800 lü yılların başında yerleştikleri söyleniliyor.Kuzeydeki bu kışla köylerindeki çoğu Kürt aşiretleri 19. Yüzyılın ortalarına kadar daha çok göçebe olarak yaşıyordu. Örneğin; Dondurmalılar 1860larda her yıl güneye doğru, periyodik olmasa da , sıkça kışın Akdenize kadar, Adana çevrelerine kadar uzanan göçlere çıkıldığını hatırlanıyor . Kasabamızın tarihçesi hakkında birçok belge kişi ve kişilerle yapılan görüşmeler neticesinde kesin olmamakla birlikte yukarıda ifade edildiği gibidir.Kasaba tarihçesi hakkında bilgi ve belgelerinden yararlandığımız şahıslara teşekkür ederiz.